Türkiye’nin enerji talebinin, büyüyen ekonomisine paralel gelişim göstermektedir

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2022 yılı bütçesi üzerine söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Türkiye’nin enerji talebinin, büyüyen ekonomisine paralel gelişim gösterdiğini belirterek, 2000-2020 yılları arasında yıllık elektrik enerjisi talebi dünyada ortalama yüzde 3 artış gösterirken, bu oranın Türkiye’de yaklaşık yüzde 4,5 olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Küresel ölçekte güç dengesi arayışlarının, enerji politikalarını etkilediğini, ekonomik ve politik belirsizliklerin enerji ve doğal kaynaklar üzerindeki paylaşım mücadelelerini artırdığını dile getiren Aksu, “Enerjinin ekonomik boyutunun yanı sıra siyasi, diplomatik, çevresel ve insani boyutlarının olması uzun vadeli bir enerji stratejisinin hazırlanmasını gerekli kılmaktadır.” diye konuştu.

Aksu, Türkiye’nin enerji ithalatını belli bir seviyede tutabilmesi için hem arz hem de talep yönlü tedbirleri arka arkaya hayata geçirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Enerji arz güvenliğinin sağlanması için ülkemizin nükleer santrallere, nükleer enerji üretim teknolojilerine, ayrıca bilim ve teknolojinin her kademesinde kullanılabilecek ileri teknolojileri kapsayan hassas nükleer teknolojiye sahip olmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Temiz ve yenilenebilir enerjiye geçişte küresel çapta büyük kabul görmüş yöntemlerin, Türkiye’de de ülkenin kendine özgü dinamikleri çerçevesinde hayata geçirildiğini anlatan Aksu, tabii kaynaklar kapsamında da katma değerli ürün üretiminin artırılması, madenler bakımından arz güvenliği sorununun olmaması gerektiğini söyledi.

Aksu, enerjinin milli kalkınma ve refah artışı için taşıdığı öneme işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize göre Türkiye enerji altyapısında, kaynak çeşitliliğinde, arz güvenliğinde, yerli ve yenilenebilir enerjide çok önemli yatırımlar ve hamleler yapmış, dünyanın enerji dağılım merkezlerinden biri haline gelmiştir. İnanıyoruz ki bulduğumuz rezervler ve yerli kaynak çeşitliliği ile yapılan uzun süreli tedarik anlaşmaları sayesinde enerji maliyetlerinin azalması da mümkün hale gelecektir. İnsani ve çevresel boyutu da dikkate alan sürdürülebilir enerji politikasıyla ülkemizin kalkınması ve milletimizin refahı için daha fazla katkı sağlanacaktır.”