TBMM Genel Kurulunda bakanlığının 2022 bütçesi üzerinde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Türkiye’de bu yılki beklentimiz ziyaretçi sayısında yüzde 83 artışla 29 milyon turist, gelirde yüzde 100 artışla 24 milyar dolar gelir.” dedi.
Ersoy, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2022 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, kültür ve turizm değerlerinin, ekonomik gücün vazgeçilmez unsurları, aynı zamanda uluslararası alanda Türkiye’nin çok ciddi birer imaj ve marka değeri olduğunu söyledi.
Türkiye’nin sahip olduğu eşsiz nitelikteki bu değerlerin korunması, yaşatılması, tanıtılması ve milli bilincin oluşturulması için bakanlığın çalışmalarına aralıksız devam ettiğini anlatan Ersoy, turizm ile kültür-sanatın, birbirinden ayrılmaz iki alan olduğuna işaret etti. Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karşılıklı olarak birbirlerini desteklerler, tamamlarlar; hedef ve amaçlarına ilerleyişte ortak bir yol izlerler. Turizm, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ilan ve ifade ettiği gibi stratejik bir sektör, ekonominin bacasız fabrikasıdır. Turizm, ekonomik gücü ile kültür-sanata dair üretimin ve etkinliklerin de kaynağı olmaktadır. Kültür-sanat ise bu fabrikanın yeri geldiğinde tedarikçisi, yeri geldiğinde ürünlerin pazarlayıcısı ve ihracatçısı, yeri geldiğinde de bilinirliğini sağlayan tanıtım elçisidir. Bu organik bir bağdır ve gerek turizmin gerekse kültür-sanatın kendi işleyişlerinin doğal sonucu olarak oluşmaktadır. Bakanlık olarak her iki alanı kendi dinamikleri çerçevesinde yönetirken, oluşan bu doğal bağı da ülkemiz ve milletimiz adına en büyük faydayı elde edecek şekilde kullanıyoruz.”
Kültür merkezleri sayısını 122’ye çıkardık
Ersoy, 2002’de 42 olan kültür merkezi sayısını 122’ye çıkarttıklarını, 2022’de Giresun, Balıkesir-Bandırma ve Ordu-Ünye’de 3 kültür merkezi daha açacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu dönem bitirilmesi talimatı verilen üç büyük projeye değinmek istediğini söyleyen Ersoy, “İlki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binası. Yüzde 60’ı tamamlanmış olan inşaatın kalan yüzde 40’lık bölümünü 20 ay gibi kısa bir sürede tamamlayarak Aralık 2020’de hizmete aldık. Eski CSO binasını da aslına uygun şekilde restore ederek 10 Kasım 2021’de Cumhurbaşkanımızın katıldığı bir törenle hizmete aldık ve yeni tarihi CSO binası oldu.” ifadesini kullandı.
Yeni dönemde sadece bina inşa etmediklerini, binayla konseptini de oluşturduklarını vurgulayan Ersoy, “Bu çerçevede yeni CSO binası, tarihi CSO binası ve CerModern binasının da içinde olduğu dev yeşil bir bahçe içerisinde CSO ada konseptini oluşturduk. CSO senfoni binası ve adası dünyadaki emsalleriyle kıyaslandığında ilk 10 içinde üst sıralarda yerini aldı.” dedi.
İkinci başyapıtımız oldu
Ersoy, ikinci büyük proje olarak nitelendirdiği İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binasının özelliklerini anlatarak, şunları kaydetti:
“Sahip olduğu özellikler, alanlar ve son teknoloji sahnesiyle birlikte dünyadaki emsalleri içinde ilk 10 arasında, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binasıyla birlikte üst sırada yerini alan ikinci başyapıtımız oldu. İdeolojik gerekçelerle açılmış davalar sebebiyle 10 yıl süren bir hukuki süreci bütün İstanbullular olarak beklemek zorunda kaldık. Nihayetinde, Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber 2019 yılında temelini attık ve 29 Ekim 2021’de, çok anlamlı bir günde böylesi önemli bir başyapıtı, yeni AKM’yi İstanbul’a ve Türkiye’mize kazandırdık. Üstelik Avrupa’daki emsallerimizle kıyaslandığında, pandemiye rağmen üçte biri kadar sürede ve dörtte birinden daha az maliyetle yatırımı tamamladığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Bazen fiyatla ilgili eleştirilerde bulunuyorsunuz, gerçekten haksızlık ediyorsunuz. Üstelik, ifade ettiğim gibi kültürel binaları sadece inşa etmekle kalmıyoruz; onlara konseptler kazandırarak bedenlerine ruh da katmış oluyoruz.”
Festivali yılda iki defa düzenleyerek uluslararası boyuta taşıyacağız
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, 29 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin ilkini gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, Galataport’tan Atatürk Kültür Merkezi’ne kadar 4 kilometrelik güzergahta, mimariden edebiyata, resimden müziğe, tasarımdan tiyatroya birçok farklı disiplini bir araya getiren 78 mekanda toplumun her kesimine ve bütün yaş gruplarına hitap eden 381 etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi.
Ersoy, “1400 festival çalışanı ve 2 bin 183 sanatçı ile hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin en büyük kültür ve sanat projesinde 7 milyon 800 binden fazla ziyaretçi ağırlamış bulunuyoruz. Bu festivali ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki defa düzenleyerek uluslararası boyuta taşıyacağız. Şimdi ikinci aşamasına geçiyoruz. Festivalimizin ikincisini 28 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleştireceğiz.” bilgisini paylaştı.
İki müjdem var
İki müjde vereceğini dile getiren Ersoy, ilk müjdesinin Ankaralılara olduğunu kaydetti.
Başkent Kültür Yolu Rotası’nı oluşturduklarına dikkati çeken Ersoy, “Önümüzdeki ay bu rotanın lansmanını yapacağız. Ulucanlar Cezaevi, Kale, Roma Hamamı, Hacı Bayram, CSO Ada, Opera Binası, Resim Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi ve tiyatrolar bölgesini de içerecek 4,6 kilometrelik bir hattan bahsediyoruz. 28 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile beraber Ankara Kültür Yolu Festivali’ni de hayata geçiriyoruz. İkisini aynı anda gerçekleştireceğiz. Bu Ankaralılara müjdemiz olsun.” dedi.
Ersoy, ikinci müjdesinin İzmir’e olduğunu dile getirerek, “İzmir Kültür Festivali. Geçen ay Tekel Binası’nın temelini attık. Orada büyük bir restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışması başlattık. Bunu da 2022 yılının sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Orası çok geniş bir mekan. İçinde büyük bir müzesi, kütüphanesi, etkinlik alanları, güzel sanatlar bölümleri, resim heykel müzesi gibi çok fazla mekan var. Bu mekanların restorasyonunu tamamlayıp 2023 ilkbaharında Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ile paralel olarak hem Başkent Kültür Yolu Festivali’ni hem de İzmir Kültür Festivali’ni beraber gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binası ve AKM ile üçüncü büyük projelerinin ise Rami Kışlası Kütüphanesi olacağını ifade eden Ersoy, 50 bin metrekare bahçesi, 38 bin metrekare kapalı alanıyla İstanbul’un en büyük, dünyanın ise sayılı kütüphanelerinden birini inşa ettiklerini kaydetti.
Ersoy, 2022’de “Çocuk ve Halk Kütüphanelerini İyileştirme Projesi” kapsamında 30 yeni kütüphane açılması, 50 kütüphanenin yeniden yapılandırılması ve 20 yeni kütüphanenin yapımının tamamlanmasına ilişkin çalışmaları içerecek şekilde 100 kütüphane binasının, yeniden inşa edilmek, yapılandırılmak, büyük onarımdan veya tadilattan geçirilmek suretiyle etkin kütüphane yaklaşımıyla hizmete açılmasına yönelik çalışmalarına da devam ettiklerini anlattı.
Pandemide 40 bin müzisyene 280 milyon lira destek verdik
Koronavirüs salgınının en çok etkilediği kesimin tüm dünyadaki gibi Türkiye’de de maalesef kültür ve sanat faaliyetleri olduğuna işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:
“Pandemide 40 bin müzisyene 280 milyon lira destek verdik. Bu destekleri kimin alacağına müzik birlikleri karar verdi. Onlardan gelen listenin tamamına ödeme yaptık. Biz hiçbir şekilde karar vermedik. Onlar hangi listeyi gönderiyorsa ödemeyi onlara yaptık. Ayrıca 56 müzik projesine 31 milyonluk destek sağladık. 6 müzik birliğine verilen destek miktarını da pandemi sürecinde yüzde 30 oranında artırdık.
27 yıldır süren yevmiyeli sanatçı ve teknik personel sorunu vardı. Bakanlığımıza bağlı kurumlarda görev yapan 3 bin sanat emekçisini sözleşmeli personel statüsüne getirmek suretiyle pandemiden hemen önce bu büyük sorunu çözerek çok büyük bir mağduriyetin önüne geçtik.”
504 özel tiyatroya 19 ilde, 24 sahne ücretsiz tahsis edildi
Ersoy, bakanlık tarafından özel tiyatrolara 2019’da 6,1 milyon destek sağlanmışken, 2020 yılında özel tiyatroların projelerine yapılan yıllık yardımlara ek olarak “Dijital Tiyatro Arşivi Projesi” ile 21,5 milyon lira destek sağlandığını kaydetti. Ersoy, 2021 yılında ise özel tiyatroların projelerine yapılan yıllık yardımlarla birlikte verilen ek desteklerle toplam desteğin 53,4 milyon liraya yükseldiğini ve böylelikle son üç yılda özel tiyatrolara 81 milyon lira destek sağlanmış olduğunu söyledi.
Bakan Ersoy, sahne açamayan özel tiyatroları desteklemek amacıyla 1 Aralık 2020-31 Aralık 2021 tarihleri arasında Devlet Tiyatroları bünyesindeki yerleşik ve turne sahnelerinin özel tiyatroların kullanımına açıldığını, bu kapsamda 504 özel tiyatroya 19 ilde, 24 sahnenin ücretsiz tahsis edildiğini hatırlattı.
“Hayali tiyatrolara destek veriliyor” eleştirilerine işaret eden Ersoy, bu tarz şeylere inanılmaması gerektiğini kaydetti.
Ersoy, Devlet Tiyatrolarına yeni kadrolarla ilgili sınav sonucunun bu ay sonuna kadar açıklanacağını bildirdi.
Sinema sektörüne desteklerimizi artırarak sürdürdük
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Koronavirüs salgınının etkisini sürdürdüğü 2021 yılında da sinema sektörüne desteklerimizi artırarak sürdürdük. 197 sinema projesine toplam 49 milyon 550 bin lira, sinema alanındaki 98 kültürel ve sanatsal etkinliğe toplam 29 milyon 347 bin lira destek sağladık. Ayrıca başvuru yapılan tüm illerdeki sinema salonlarını kapsayacak şekilde sinema salonu işletmecilerine 15,9 milyon lira destek sağladık. Böylece, 2021 yılında sinema sektörüne toplamda 94,8 milyon lira destek sağladık. Yine 1 Ekim 2021 tarihine kadar KDV oranını yüzde 1’e indirip, sinema bileti üzerinden alınan yüzde 10 Eğlence Vergisini de 31 Mayıs 2022’ye kadar sıfırladık. Bakanlığımızca sinema sektörüne sağlanacak destekleri 2022 yılında da artırarak devam ettireceğiz.”
Content İstanbul Fuarı’nı 2022 yılında düzenleyeceğiz
İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusuyla en özgün yapılarından biri olan Atlas Binası’nı, 2 yıl süren restorasyondan sonra içerisinde kalıcı koleksiyon, etkileşimli dijital birimler, süreli sergi alanı ve ortak çalışma alanları bulunan İstanbul Sinema Müzesi olarak 26 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla hizmete açtıklarını anımsatan Ersoy, bunun Türkiye’nin ilk sinema müzesi olduğunu kaydetti.
Ersoy, “Bugüne kadar 152 farklı ülkede yaklaşık 600 milyon kişiye ulaşan dizi filmlerimizin gücünü kullanarak, İstanbul’u televizyon içerik pazarının merkezine dönüştürecek dünyanın en önemli film, dizi, animasyon ve televizyon program üreticilerini bir araya getirecek Content İstanbul Fuarı’nı da 2022 yılında düzenleyeceğiz.” ifadesini kullandı.
2002’den itibaren yurt dışından 4 bin 967 eser getirildi
Kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele kapsamında, 2021 yılında son 10 yılın en yüksek sayısına ulaşarak 525 eseri yurt dışından getirdiklerini bildiren Ersoy, “Bu yıl son olarak çoğunlukla Urartu Dönemi’ne ait önemli bronz eserlerden oluşan, Roma Dönemi’ne ait 14 altın sikkenin de aralarında yer aldığı 101 adet kültür varlığının Macaristan’dan iadesi sağlanmıştır. Böylece 2002 yılından itibaren yurt dışından getirilen toplam eser sayımız da 4 bin 967’ye yükselmiştir.” ifadesini kullandı.
“Göbeklitepe olarak bilinen bölgede Karahantepe ve benzer 11 nokta daha tespit etmiş olup, 100 kilometrelik bir alanda toplam 12 noktada kazılara devam ediyoruz.” ifadesini kullanan Ersoy, bu çalışmalara yurt içinden 8 üniversite, 12 kurum, yurt dışından ise 5 ülkeden 8 üniversitenin katıldığını söyledi.
Ersoy, “Türkiye’deki ve dünyadaki en geniş kapsamlı uluslararası kazı programını oluşturduk. Şu anda dünyanın her yerinden talepler gelmeye devam ediyor. Biz hiçbir talebi geri çevirmiyoruz. Hepsiyle çalışacağız ve dünyanın en büyük uluslararası kazı programını burada gerçekleştireceğiz.” dedi.
Başkent Millet Bahçesi içinde bulunan AKM Binası’nın müze yapılması için gerekli çalışmaları başlattıklarını ifade eden Ersoy, tamamlandığında Ankara’nın en büyük müzesi olarak hizmet edeceğini belirtti.
Ekim sonu itibarıyla Akdeniz’de en fazla ziyaretçi ağırlayan ülkeyiz
Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pandemiyle birlikte başlatılan seyahat yasakları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki turizmi de olumsuz etkiledi. 2020’de Avrupa yüzde 80 küçülürken Türkiye’deki ziyaretçi sayısı kişide yüzde 68, gelirde yüzde 65 daralma şeklinde gerçekleşti. Baktığınızda, görece Avrupa’ya göre çok daha iyi konumda ve bunun sonucu olarak da 2020’yi 16 milyon ziyaretçi, 12 milyar dolar gelirle kapattık. Kasım sonu verileri ve ileriye dönük simülasyonlara baktığımızda, 2021’de Avrupa’da ortalama yüzde 40 ila 60 civarında bir artışla kapatacağını, yani aşılamanın da etkileriyle hava trafiklerinin tekrar açılmasıyla birlikte Avrupa’da yüzde 40 ila 60 arası bir artış olacağını görüyoruz. Türkiye’de ise bu yılki beklentimiz; ziyaretçi sayısında yüzde 83 artışla 29 milyon turist, gelirde yüzde 100 artışla 24 milyar dolar gelir. Bu arada, kişi başı gelir de 2018’de 647 dolardı; şu anda 2021’de 830 dolar.”
Beni hayalcilikle suçladı bazı milletvekillerimiz
Bazı CHP milletvekillerinin “Nasıl hesaplıyorsunuz?” sorularına Ersoy, şöyle karşılık verdi:
“Çok basit, hepimize ilkokulda öğretilen yöntemle yapıyoruz: 24 milyar dolar bölü 29 milyon yapıyoruz, 830 dolar sayısını buluyoruz. Eleştirmek yerine sevinmeliyiz. Bizim sektörümüz çok zor bir dönemden geçti; dünyada en çok zorlanılan sektör turizm sektörü. Geçen sene ben burada, ‘Bu sektörde 24 milyar dolar getirmeyi hedefliyorum’ dedikten sonra ne oldu, ne yaşadık? En kötüsünden beni hayalcilikle suçladı bazı milletvekillerimiz. Hayalcilikle suçlamak yerine destek olsanız sektörü 24 milyardan belki daha ileri yerlere de getireceğiz. Şu anda çok zor bir şeyi başardı Türkiye, yüzde 100 büyüme gerçekleştirerek 24 milyar dolar hedefini yakaladı. Ekim sonu itibarıyla Akdeniz’de en fazla ziyaretçi ağırlayan ülke Türkiye oldu ve tarihinde ilk kez İspanya’yı geçti.”
Sertifika almaya hak kazanan tesis sayısı 12 bini geçti
Güvenli Turizm Sertifikası’nın bu başarıdaki en büyük silahları olduğunu dile getiren Ersoy, Türkiye’nin bu sertifikayı Avrupa’da ilk ve en etkili şekilde kullanan ülke olduğunu kaydetti.
Ersoy, “Diğer ülkeler bunu örnek aldılar, kopyaladılar ancak bizim gibi etkili kullanamadılar. Niye kullanamadılar? Çünkü biz Güvenli Turizm Sertifikası’nı yasal bir ortamda, yani yasasını, yönetmeliklerini çıkarttık ve uluslararası sertifikasyon firmalarıyla birlikte çok sıkı bir şekilde denetledik. Bu sertifikayı hazırlarken biz tek başımıza hazırlamadık, sektör temsilcilerini de aramıza aldık. Sağlık Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının görüşünü alarak çok detaylı bir şekilde hazırladık ve çok iyi bir şekilde herkes, sektör inandı; disiplinli bir şekilde uyguladık, sonucu da bu oldu. Kasım sonu itibarıyla sertifika almaya hak kazanan toplam tesis sayısı 12 bini geçti.” değerlendirmesinde bulundu.
Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifikası
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı imzaladığını anımsatan Ersoy, şöyle devam etti:
“Bizim iklim değişikliğine, sürdürülebilirliğe ve sıfır emisyon gibi kurallara ülke olarak ve sektör olarak hazırlıklı olmamız lazım. Bununla ilgili biz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla Tarım ve Orman Bakanlığımızla koordineli bir çalışma zaten başlattık. Önümüzdeki ay itibarıyla sektör temsilcilerini de bu çalışma grubuna dahil ederek bunun kurallarını hazırlayacağız ve yıl sonu itibarıyla Güvenli Turizm Sertifikası’nı, Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifikası olarak değiştireceğiz. 2023’ten itibaren Güvenli Turizm Sertifikası ‘Güvenli ve Yeşil Turizm Sertifikası’ olarak devam edecek. Burada uygulanması gereken birçok yatırımlar ve kurallar var tesisler tarafından. Bunu bir anda yapmayacağız, yıllara yayacağız, Paris Anlaşması’nın da şartlarına uyarak onları yapılandıracağız ve birkaç yıl içinde bunları hayata geçireceğiz.”
Başarının ikinci sırrının da Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı olduğuna dikkati çeken Ersoy, ajansın yapısını anlattı.
Salgın döneminde tanıtım faaliyetlerini artırdıklarını dile getiren Ersoy, 2020’de 14 olan TV reklamının yayımlandığı ülke sayısını bu yıl 22’ye çıkardıklarını, dijital reklamları ise hedefledikleri 82 ülkede yayımladıklarını söyledi.
“Nerelerde yayımlıyorsunuz” şeklinde bir soruya Ersoy, “Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının asli görevi Türkiye’yi yurt dışında pazarlamak; o yüzden, tanıtımlarını ağırlıklı olarak yurt dışındaki televizyonlarda yapıyor, yerel Türk televizyonlarıyla yapmıyor.” karşılığını verdi.
Allah’tan Antalya Belediyesine baskı yapmıyorsunuz da…
Ersoy, Muğla, Bodrum, Torba, Kızılağaç, Yalı ve İçmeler’de atık su arıtma tesisi ve bağlantılı altyapı tesislerinin projelendirilmesi yapım işleri kapsamında Torba, Kızılağaç, Yalı, İçmeler kanalizasyon, kolektör hattı ve bağlantılı altyapı tesisleri yapım işini Aralık 2022’de, atık su arıtma tesisi yapım işini Nisan 2023’te tamamlayacaklarını söyledi.
CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban’ın, “kendi tesisinin bulunduğu yer olduğu için yaptığı” iddiasını da yanıtlayan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Turizmle ilgili yorum yapıyorsunuz ama turizm mevzuatına hakim değilsiniz. Belli kapasitenin üstündeki tesislerde arıtma altyapısı olması zorunludur, kanunen mecburidir. Hem belediyeler hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı denetler. Benim tesislerimde zaten arıtma tesisi mevcut, yeni bir arıtma yapmama gerek yok. Şimdi, bu sistemi nasıl yapıyoruz, onu da size anlatayım: Biz gidip de belediyeden bir şey talep etmiyoruz, belediyeler bize geliyor: ‘Benim şu güzergahımı, şu projemi yapar mısın, devralır mısın?’ diyor. Projeye de onlar karar veriyor, nasıl yapılacağına da onlar karar veriyor. Muğla Belediyesi özellikle bir yıl projeyi geciktirdi, ikimiz de biliyoruz Sayın Alban niye geciktirdiğini. Siz baskı yaptınız Muğla Büyükşehir Belediye Başkanına ve projeyi bir yıl devretmekte gecikti Belediye Başkanı. Kim kaybetti? Bodrum kaybetti, Bodrum’u cezalandırıyorsunuz. Allah’tan Antalya Belediyesine baskı yapmıyorsunuz da Antalya’nın altyapı sorunlarını çözüyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.