TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’a tepki göstererek, “Düne kadar AK Parti’nin saflarında yer alıp uzun yıllar bakanlık koltuğunda oturan bir çıkarcı ve sayıyla un almaktan bahseden şaşkın zihniyet, bizim kayyum gibi iktidarın başında durduğumuzu, krizlerin de ortağı olduğumuzu ifade etmiş. Bu dönme dolabın, bu devşirme siyasetçinin kimlere taşeronluk, kimlere hizmetkarlık yaptığını bilen biliyor, bilmeyen de yalnızca ilişki ağlarına ve efendilerine bakarak görüyor. Biz kayyum değiliz, Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. İradesi pazara çıkmış, geçmişinde pek çok karanlık nokta bulunan, Truva atı gibi ortalıkta dolaşan hiç kimsenin Türkiye’nin kuyusunu kazmasına da göz yummayacağız” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmasına, “Fikrimizin, zikrimizin, siyasetimizin ve hareketimizin öznesi insan, aynı zamanda bunun cümlesi olan millettir. İnsansız siyaset, kansız damar, kalpsiz beden gibidir.” diye başladı.
“Adım Adım 2023, İl İl Anadolu” temasıyla Anadolu’yu karış karış gezmelerinin tesadüf olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, hafta sonu itibarıyla 70 il ziyaretini tamamladıklarını, kalan illere de gideceklerini belirtti.
Yalancıların maskesini düşüreceklerini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlatacağız, kurulan tuzakları aktaracağız, kötü niyetlileri açıklayacağız. Bunu ısrarla yapacağız, inatla savunacağız. Halka doğru gideceğiz, halkımızla bütünleşeceğiz, mutlaka anlaşacağız, sözleşeceğiz, aramızdaki sevgi köprülerini tahkim edeceğiz. ‘Geliyor gelmekte olan’ diyorlar ya, biz de ‘Gidiyor gitmekte olanlar’ diyeceğiz. Sonra da gelmeden gittiklerini göreceğiz. Davetsiz gelenin mindersiz oturacağını göstereceğiz. Bir kere eğilenin bir daha dik duramayacağını öğreteceğiz. Türk milletini zillete ikna edemeyecekler. Türkiye’yi kaos anaforuna itemeyecekler. İhanetin fermanını okumak isteyenleri kaçtıkları yere kadar kovalayacağız. Milletimiz varlığına sahip çıkacak, istiklaline sahip çıkacak, istikbaline sahip çıkacak, birliğine ve kardeşliğine sonuna kadar destek olacak. Hiç kimse hayale kapılmasın, karambol ortamı yaratıp fırsatçılığa kalkışmasın, bölücülük ittifakına, zillet ittifakına, zulmet ittifakına, iftira siyasetine aziz Türk milleti aldanmayacak, asla da itibar etmeyecektir.”
Cumhurun kaderi Cumhuriyet’in kaderidir
Devlet Bahçeli, cumhurun kaderinin Cumhuriyet’in kaderi olduğunu ve bu kaderin Levh-i Mahfuz’da belirlendiğini dile getirerek, Cumhur İttifakı’nın Türkiye’yi kem gözlerden, kötü sözlerden, ölümcül engellerden, karanlık emellerden, kaos tetikçilerinden fedakarca koruyacağını, milletiyle bir ve bütün halinde geleceği inşa edeceğini vurguladı.
Bu inşa hamlesinin, bu irade haysiyetinin önüne geçmeye kimsenin nefesinin yetmeyeceğini kaydeden Bahçeli, “Çalışacağız, çabalayacağız, çağıracağız, çağlayacağız, sular seller gibi coşacağız. Azmedeceğiz, sabredeceğiz, emek vereceğiz, mücadele edeceğiz, mutlaka başaracağız. Cumhuriyet’in 100. yıl dönümünde Türk milletinin yeni bir zaferine imza atacağız.” sözlerini sarf etti.
Geleceğin yol haritasını geçmişin tecrübeleriyle çizmekten başka seçeneklerinin olmadığını belirten Bahçeli, Türk milletinin yaklaşık iki yüz yıldır ekonomik baskılara, diplomatik tehditlere ve siyasi dayatmalara maruz kaldığını anlattı.
Siyasi, tarihi, kültürel varlığın, ekonomik ambargo ve yaptırımlarla taciz edildiğini, sürekli tahribata uğradığını dile getiren Bahçeli, yaşanılan ekonomik sorunların iç yüzünü, can alıcı noktalarını doğru tahlil ve tefrik etmek zorunda olduklarını ifade etti.
Eklektik ve mütereddit yorumların, önyargıyla beslenmiş, siyasi hırsla perçinlenmiş, husumetle derinleşmiş değerlendirmelerin Türkiye’yi bir yere götürmesinin, sağlıklı sonuçlara kapı aralamasının imkansız olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bu ülke hepimizindir. Bu vatan, üzerinde yaşayan her insanımızın namusudur. Temiz bir dil kullanmak, empati kurmak, erdemli olmak, meseleleri geniş bir açıyla ele almak öncelikle siyasi partilerin, sonra da herkesin müşterek sorumluluğudur. Birbirimizi suçlayarak, birbirimize düşman muamelesi yaparak kin ve öfkelerimizi yarıştırmak, Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.” değerlendirmesinde bulundu.
Aklıselim ve kalbiselim çizgisinden savrulmanın bedelinin herkes için ağır olacağının altını çizen Bahçeli, “Türk milleti, sahnelenen ekonomik oyunların benzerlerine mazisinde defalarca şahit, maalesef defalarca da mahkum olmuştur. Saldıran, tuzak kuran, komplo imal eden, zehir saçan ekonomik çetelerin, sermaye gruplarının, küresel tefecilerin neyi amaçladıkları, nereye ulaşmak istedikleri, vicdan sahibi her insanımızın esasen malumudur.” diye konuştu.
Kuyruğa giren ahmaklara sessiz kalacağımız mı düşünülüyor
Bahçeli, Osmanlı İmparatorluğu’nun bünyesinde geniş ekonomik gedikler açan, bölüşüm ve paylaşım masalarında askeri ve siyasi operasyonlar kurgulayan, hitamında da icra eden muhasım ülkelerin mütecaviz politikalarından ders almak zorunda olduklarını belirterek, “Makuliyetten verilecek her tavizin, sorunların daha da karmaşıklaşmasına, Türkiye’nin çıkmaz sokaklara sürüklenmesine hizmet edeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.” görüşünü paylaştı.
Dış yardıma dayanan Tanzimat devletçiliğinin, Ermeni ve Rum Osmanlı vatandaşları arasında ilk sermaye birikiminin folluğu işlevi gördüğünü anımsatan Bahçeli, “Fakat bu süreç üretim istikametine yönlenmediğinden dolayı yığılan borçlar, artan hayat pahalılığı ve yükselen enflasyon, bir avuç kaymak tabaka dışında Anadolu insanını kasıp kavurmuştu.” dedi.
Türk milletinin Duyun-ı Umumiye denen bir zilletle sınandığını hatırlatan Bahçeli, “1882’den 1954’e kadar aralıksız 72 yıl borç ödedik. Nice badirelerden geçerek bugünlere geldik. Hamdolsun onurumuzdan, şerefimizden, var oluş haklarımızdan asla vazgeçmedik. Biliyoruz ki bir Türk dünyaya bedeldir, dünyalar bizim olsa da bu cennet vatandan tavizimiz düşünülemeyecektir.” sözlerini dile getirdi.
“Çayımıza koyacak şekerimiz yoktu ama Çanakkale’de destanlar yazdık” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“19. ve 20. yüzyılların zorlu dönemeçlerinde ekonomik saldırılarla milletimizi teslim alamayanların şimdiki varislerine, feleğin çemberini kırıp yükselişe geçtiğimiz bugünkü zaman diliminde boyun eğeceğimiz mi zannediliyor? Felaketimizin siyasetini yapmak üzere kuyruğa giren ahmaklara sessiz kalacağımız mı düşünülüyor? Türkiye’yi, ölümü göstererek sıtmaya razı etmeye çalışanlara duyarsız, duygusuz ve dirençsiz olacağımız mı hesap ediliyor? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten mülhem diyorum ki; para yoksa buluruz, ordu yoksa kurarız, düşman çoksa mutlaka yeneriz. Yeter ki bir olalım, diri olalım, iri olalım, birbirimizin uzağı değil yakını olalım, karşılıklı hak ve hukukumuzu şartlar ne kadar vahim olsa da gözetmeyi ve müdafaa etmeyi bilelim.”
Görünmez el metaforuyla sömürünün çarkını çevirdiler
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ışık diye milleti ateşe, sonu hüsran bir tünele çekmek için çırpınanlara müsamahalarının, sabırlarının ve merhametlerinin olmadığını vurgulayarak, “Merkez Bankası rezervlerinin eridiği yalanına bel bağlayan zillet ittifakı, ‘128 milyar dolar nerede’ sorusunu soracağına, Türkiye’nin karşısında ne aradıklarını, emperyalizme nasıl iş birlikçilik yaptıklarını, adamlıklarının nerede olduğunu açıklamak mecburiyetindedir.” diye konuştu.
Millet vicdanındaki tükenmez hazinenin, ahlakındaki saflık ve bozulmamışlık olduğunu ifade eden Bahçeli, “CHP yönetimi başta olmak üzere zilletin diğer ortaklarının bunu görmesi için milli duruş göstermeleri, kuldan utanan, Allah’tan korkan bir kalbe sahip olmaları gerekmektedir. İnsanın olmadığı, ahlakın, adaletin, özgürlüğün, sosyolojinin, felsefenin, tarihin, maneviyatın, değerlerin ve milli hassasiyetlerin bulunmadığı bir ekonomide sabah kalkar döviz kuruna bakarız, akşam yatar borsaya, faize ve enflasyona kafa yorarız. Bu kısır döngüden çıkmadıktan sonra bir asır geçse bile yine aynı sorunlarla boğuşmamız kaçınılmazdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonominin rakam, oran, yüzde, matematik, grafikten çok daha öte bir alan olduğunun altını çizen Bahçeli, “Keynes’in dediği gibi, sorun, yeni fikirlerde değil, içinde yetiştiğimiz zihinlerimizin her köşesine tutunmuş eski fikirlerdedir. Modası geçmiş ekonomik düşünceler, miras aldığımız kör noktalardır. Bize kendi çıkarlarımızı düşünen, birbirinden yalıtılmış, sürekli hesaplar yapan, zevkleri sabit ve doğa üzerinde egemen kişiler olduğumuzu kabullendirmek istediler. Görünmez el metaforuyla sömürünün çarkını çevirdiler. Piyasayı, eşrefi mahlukat olan insanın önüne geçirdiler.” düşüncesini paylaştı.
Devlet Bahçeli, 20. yüzyıl ekonomisinin yakasına rasyonel insan portresi asıldığına dikkati çekerek, “Oysa ki her insanın rasyonel olması, her sakallının dede olması kadar saçma bir beklentiydi. Aslında hepimiz aynı şeylerden konuşuyoruz, fakat konuştuğumuz şeyin ne olduğu konusunda hala anlaşabilmiş değiliz. Alışıldık düşünce ve ifade kalıplarından kaçma mücadelesi veriyoruz, fakat henüz tam bir sonuç almış sayılamayız. Eski teorik şemaları yıkan yeni keşifler yapmadıkça, daha adil, daha insani, daha vicdani, daha hakkaniyetli, daha eşitlikçi, daha paylaşımcı bir dünyaya ve küresel ekonomiye ulaşmamız sadece entelektüel bir sızlanma olarak kalacaktır.” ifadesini kullandı.
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Erken seçim yoktur, ‘hemen seçim’ yoktur, ‘haydi seçim’ yoktur, ‘derhal seçim’ yoktur, bu tavizsiz karar ve irade beyanına sevsen de sevmesen de alışman, bununla da kalmayıp riayet etmen tavsiyemdir.” dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bugünkü şartlarda dünya nüfusunun yüzde 20’sinin açlıkla ve yetersiz beslenmeyle yüz yüze olduğunu belirtti.
Türkiye ekonomisinde yeni bir hikayeye, milli ve manevi değerlere odaklanmış yeni bir zihniyet devrimine ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Hem büyümeyi hem gelişmeyi hem de kalkınmayı sağlamak zorundayız. Önümüze dikilen bentleri birlikte aşmalıyız.” diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin yapısal zaafları olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bu zaafların çözümsüz olmadığını vurguladı.
Fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makro ekonomik istikrarın sağlanacağını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dayanışma ve yardımlaşmaya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, ekonomideki devrevi sorunları siyasal ve toplumsal krize tahvil etmek isteyen, bunun üzerinden sokakları karıştırmayı amaçlayan odaklara milletimiz prim vermeyecektir. İnsanımızın omzuna çöken ağırlığın, yüklendiği külfetin samimiyetle farkındayız ve onları anlıyoruz. Fakat ekonomik dengelenme ve normalleşmenin günbegün hayata geçtiğinin de görülmesini diliyoruz. Fırsatçıların, karaborsacıların, yangından parsa toplama telaşında olan ahlaksızların inanıyorum ki hevesleri kursaklarında kalacaktır. Vatandaşlarımızın ekonomik sorunlarından istifade ederek servetlerine servet katmanın peşinde olan izansızlarla kıran kırana bir mücadelenin yapılması gerektiğine inanıyor, ezcümle bunu ümit ediyoruz.”
Temelsiz fiyat artışlarının frenlenmesi, hayat pahalılığının düşürülmesi konusunda herkesin yapacağı fedakarlıklar olduğunu belirten Bahçeli, “Enflasyonla mücadelede gönül birliğini hayata geçirmeliyiz. Mal ve hizmet üreten, satan, pazarlayan firmalarımızın, şirketlerimizin, kurumlarımızın toplumsal rahatlama adına, temel ihtiyaçların fiyatlarında yüzde 2 ile 5 arasında indirime gitmeleri milli birlik ve dayanışmamızın manevi harcıdır.” görüşünü paylaştı.
Unutmayınız ki bir defa satan her zaman satar
Dedem Korkut’un “Hırsız içeride olunca kapı kilit tutmaz oğul, halkın içinde bozgunculuk yapan haindir oğul” nasihatini anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Düne kadar AK Parti’nin saflarında yer alıp uzun yıllar bakanlık koltuğunda oturan bir çıkarcı ve sayıyla un almaktan bahseden şaşkın zihniyet, bizim kayyum gibi iktidarın başında durduğumuzu, krizlerin de ortağı olduğumuzu ifade etmiş. Bu dönme dolabın, bu devşirme siyasetçinin kimlere taşeronluk, kimlere hizmetkarlık yaptığını bilen biliyor, bilmeyen de yalnızca ilişki ağlarına ve efendilerine bakarak görüyor. Biz kayyum değiliz, Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. İradesi pazara çıkmış, geçmişinde pek çok karanlık nokta bulunan, Truva atı gibi ortalıkta dolaşan hiç kimsenin Türkiye’nin kuyusunu kazmasına da göz yummayacağız.
Unutmayınız ki bir defa satan her zaman satar. Kendi arkadaşlarına ve partisine ihanet eden, fırsatını bulursa milletine ihanet etmekten de kaçınmaz. Bu tipler aslında bizim muhatabımız değildir. Ancak evimizin camına iki de bir taş atanın da alnını karışlamak, haddini bildirmek ana vazifemizdir. Bu şahsa sesleniyorum: Kayyumu falan geç, partine doldurduğun askeri ve siyasi casuslarla birlikte geçmişte yönettiğin bakanlıkları hangi örgütlere peşkeş çektiğini, adamsan açıkla.”
“Zillet ittifakı Türkiye’nin ekonomik mahvoluşu üzerinden siyasi ikbal ve rant elde etmek için bütün imkanlarıyla faaliyettedir” ifadesini kullanan Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, son günlerde sosyal medya hesabından video yayımladığını hatırlattı.
Kılıçdaroğlu’nun, paylaşımında, geceleri ardında bırakacağı mirası düşündüğünü ifade ettiğini aktaran Bahçeli, “Anlaşılan başka işi gücü kalmamış. Sayın Kılıçdaroğlu fazla zahmete girme, kısaca ben sana söyleyeyim: CHP’nin başına bir kaset komplosuyla ve paraşütle iner gibi gelmen, terör örgütü YPG’yi kendi vatanını koruyan örgüt olarak görmen, terörle mücadeleye ‘hayır’ demen, terörizme gülücükler saçman, ‘ne işimiz var Suriye’de, Libya’da, Irak’ta’ sözlerin, HDP’yi meşru sayman, terörist Demirtaş’ı övmen, milli meselelerde Türkiye’nin karşısına geçmen, İstiklal Marşı’nı okuyamaman, istiklalimize kara çalman, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ihanet etmen, CHP’yi kaynağından koparman, HDP-PKK ile ittifak kurman, yabancı büyükelçilerden aman dilemen, emperyalizme kurşun asker olman, senin lekeli mirasın olarak anılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Gayrimilli arıyorsa çevresine baksın, gitsin de teröristlerin yüzüne söylesin
Kılıçdaroğlu’nun “gayrimilli” açıklamasını eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Cumhur İttifakı’na ve oy veren vatandaşlarımıza utanmadan ‘gayrimilli’ diyen Kılıçdaroğlu, ne milletin, ne milliyetin, ne de milliyetçiliğin derin manasını bilmeyen, bilse de bu değerlerle gece-gündüz gibi ayrı olan siyaset yozlaşması, zillet temsilcisidir. Gayrimilli arıyorsa çevresine baksın, gitsin de teröristlerin yüzüne söylesin. Kılıçdaroğlu şahsıma seslenerek, ‘yüreğinde bir damla millet sevgisi varsa erken seçimin kapısını aç’ demiş. Sayın Kılıçdaroğlu, benim millet ve vatan sevgimin fitresini versem sana ve yedi sülalene yüz yıl yeter. Erken seçim yoktur, ‘hemen seçim’ yoktur, ‘haydi seçim’ yoktur, ‘derhal seçim’ yoktur; bu tavizsiz karar ve irade beyanına sevsen de sevmesen de alışman, bununla da kalmayıp riayet etmen tavsiyemdir.”
Millet İttifakı’na “sokaklarda gelecek aramayın” çağrısında bulunan Bahçeli, “Sokak sokak gezip halka nifak aşılamayın. Hesabını veremeyeceğiniz, altından kalkamayacağınız, bedeline katlanamayacağınız müptezelliklere, skandal yanlışlara tevessül etmeyin. Türkiye sokakta bulunmadı, sokakta kurulmadı, size de inşallah bırakılmayacaktır. Kaosa yatırım yapanlar, krize oynayanlar, iç barış ve huzur ortamımızı sakat bırakmak için provokasyon nöbetine girenler milletin sağduyusunu yanlışa yormasınlar. Akıllarını başlarına devşirsinler.” dedi.
Geleceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir
Ekonomik sorunları yeni yönetim sistemine bağlayanların samimiyetsiz olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türkiye’de siyasi istikrarın tam ve hakim olduğunu, parlamenter sistemin geçerli olması halinde Türkiye’nin öngörülemez bir ülke olacağını, risk ve belirsizliklerin içinde sürekli bocalayacağını söyledi.
“Bilinmelidir ki, geleceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, geleceğin mimarının da Cumhur İttifakı olduğunu belirtti.
Bahçeli, MHP’nin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne “evet” oyu kullanacağını aktardı.
Devlet Bahçeli, grup toplantısı sonrası gazetecilerin, Ankara’da Alparslan Türkeş’i anma etkinliğinde çıkan arbedeyle ilgili sorusu üzerine, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak konunun üzerinde duruyoruz. Elde ettiğimiz ön bilgiler, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey’in elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Artık kendisinin arkasında bir ülkücü nefes vardır. Her gün de takip edeceğiz.” yanıtını verdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.